İslam dünyası için kutsal olan ve Müslümanların oruç tuttuğu ay olan Ramazan başladı. Bu ayda çok sayıda inançlı kişi, inancı doğrultusunda belirli saatler arasında oruç tutarak bu vakti herhangi bir yiyecek veya içecek tüketmeden geçiriyor.
Aç ve susuz kalınan bu süre içinde de doğal olarak birçok kişinin kan şekeri düşüyor. Ve bunun sonucunda tatlı çeşitleri, iftar sofralarının vazgeçilmez yemeklerinden biri oluyor.
Hurmadan şerbete, baklavadan kadayıfa, sütlaçtan diğer sütlü tatlı çeşitlerine kadar birçok tatlı, Ramazan sofralarını tatlandırıyor.
Bir başka popüler tatlı olan künefenin ortaya çıkışı da, bu yüzden midir bilinmez, Ramazan ayında olmuş. Rivayet odur ki künefe ilk olarak, Fatımiler ve Emeviler döneminde Ramazan aylarında kan şekeri düşen sultan ve halifelerin açlığını bastırmak için doktorlar tarafından reçete edildikten sonra ortaya çıkmış.
Bazı İslam tarihçileri künefenin geçmişinin, Fatımi HalifesiMuizLidinillah’ın Ramazan ayında Mısır’a girdiği ve insanların onu bu tür tatlılarla karşıladığı Fatımi Halifeliğine kadar uzandığını söylüyor.
Bazı tarihçiler ise künefenin geçmişinin, Emevi Halifeliği dönemine kadar uzandığını söylüyorlar. Rivayete göre Levanten tatlıcıları, Ramazan ayında açlıktan şikayet ettikten sonra doktorların tavsiye ya da reçete etmesi üzerine I. Muaviye için bu tatlıları hazırladı.
Yine gıda tarihçileri, künefenin ilk olarak 10’uncu yüzyılda Fatımi belgelerinde geçtiğini belirtiyor.
Bilinen en eski Arapça yemek kitabı olan “Kitab’ülTabih” adlı eserin sahibi olan İbn-i Seyyar el Varak, bu kitabında künefenin tarifini veriyor. İslam tarihçisi İbn-i Cezeri, 13’üncü yüzyılda Şam’da, Ramazan aylarında bu ay ile ilişkilendirilen kadayıf ve künefe gibi tatlıların kalitesini kontrol eden denetçiler olduğunu aktarıyor.
Elbette künefenin kullanılan malzemelere ve bölgelere göre birçok çeşidi bulunuyor. Arap dünyasında, özellikle Levant ve Mısır’da ve özellikle Filistinliler arasında popüler olan künefenin, ayrıca Pakistan, Türkiye, Yunanistan ve Balkanlar’da ve Ermenistan, Azerbaycan ve Afganistan gibi Güney Kafkasya’da çeşitleri bulunuyor.
Türkiye’de de künefe denilince akla ilk olarak Hatay, Kilis ve Antakya bölgeleri geliyor.Arap nüfusun yoğun olduğu Hatay bölgesinde hamur işine künefe, tel kadayıflara ise tel kadayıf denir. Dolguda çiğ sütten yapılan Urfa peyniri (Urfa peyniri) veya Hatay peyniri (Hatay peyniri) gibi yarı yumuşak bir peynir kullanılıyor. Künefenin yapımında kadayıf peynirin etrafına sarılmaz; onun yerine iki kat tel gibi kadayıf arasına peynir konur. Küçük bakır tabaklarda pişirilip üzerine kaymak (kaymak) ve üzerine fıstık veya ceviz serpilerek çok sıcak olarak servis edilir.
Sofraların vazgeçilmez tatlarını hazırlaması kolay bir formda yıllardır size sunan Beynur, et ürünlerinin yanı sıra künefeyi de sizlerin damak zevkine sunuyor. Hazırlaması ve pişirmesi nispeten daha çok çaba isteyen bu hazır dondurulmuş künefeyi Beynur kalitesiyle sofralarınıza getirebilirsiniz.
Beynur Künefe lezzetli ve pratik bir şekilde servise hazır olarak satılan ürün. Özel ve doğal künefe peyniri, kadayıf, doğal tereyağı ile oldukça dengeli şerbetle tatlandırılan Beynur Künefe, Ramazan sofralarınızı tatlandırmak için sıkı bir alternatif olarak ön plana çıkıyor…
Buzdolabınıza attığınız Beynur Künefeyi hızlı bir şekilde hazırlayarak iftar yemeklerinde sevdiklerinize servis edebilirsiniz. 230°C’de 10 dakikada hazırlanabilecek Beynur Künefe; taze kaymakla ve dondurma ile göz alıcı bir şekilde servis yapılabilir.
Üstelik bütün Beynur dondurulmuş ürünleri, Avrupa standartlarında üretilir ve %100 helaldir. Hiç çekinmeden ve endişe etmeden gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz.
Beynur ürün yelpazesinde yer alan dondurulmuş ürünler, Helal standartlarına göre hazırlanmaktadır. Ayrıca, bütün Beynur ürünleri Avrupa sağlıklı standartlarına göre üretilmektedir. Geniş dağıtım ağı sayesinde bütün Beynur ürünlerini başta Almanya, Belçika ve Hollanda olmak üzere Avrupa’daki süpermarketlerden kolayca satın alabilirsiniz.